Kadınlar ikiye ayrılır

Düzen kuruldu kurulalı bizde böyle bir ayrım var.
Eğlenilecek kadınlarla evlenilecek kadınlar...

Aşkı dibine kadar yaşayan ve yaşatan, bedeninden utanmayan, sevişmenin, kendini sevdiği adama vermenin Allah'ın bir lütfu olduğunun farkında olan, arzu ve isteklerinin farkında ve bunları gerçekleştirmekten korkmayan kadınlar eğlenilecek kadın sınıfına giriyor.


Bunun tam tersi bedeninden utanan, birleşmenin dünya üzerinde bulunan her türlü canlı için son derece doğal olduğunun farkında olmayan, kendi arzuları ve isteklerini bastırmayı öğrenmiş veya buna zorlanmış, erkeği daha baştan birinci sınıf, kendini ikinci sınıf kategorisine sokan, sözüm ona kendini ellettirmeyen kadınlarsa evlenilecek kadın sınıfına giriyor.
Bu ayrım neden gündeme geldi? Çünkü hafta ortası Kanal 7'de program yapan bir 'kadın sunucu' kendisini arayan ve nişanlısının onu aldattığını söyleyen bir izleyicisine açık açık 'Boşver bunları, ihtiyaçlarını gidermiş, sen evlenilecek o ise eğlenilecek kadın' dedi.
Bir kadın kendi cinsiyle ilgili böyle bir ayrıma gidiyorsa zaten, erkeklerin bunu yapmaları, dahası bunun toplum tarafından kabul görmesi son derece doğaldır. Aldatmanın bu şekilde meşrulaştırılması en çok erkeklerin işine geliyor bu durumda. Her durumda verilecek cevap bellidir;
'Hayatım sen benim için özelsin. O ise eğlenilecek bir kadın. Eğleniyor, kendimi oyalıyorum işte.'
Böylece kadın kendi cinsini ikiye ayırmayı kabul ederek daha baştan erkeğin her türden aldatma ve değersizleştirme faaliyetine onay vermiş oluyor.
'Eğlenilen kadınla evlenilmez' klişesini yaratan erkekler ve kadınlar aşktan bihaberler hiç kuşkusuz. Veya bu şekilde evlenenlerin evliliğinde aşk kelimesinin esamisi okunmuyor o zaman.
Bir kadının bu şekilde sınıflandırılmasına şiddetle karşı çıkıyorum.
Eğer aşktan kaçmak, bedeninden utanmak, sevişmeyi dünyanın en korkunç, en tehlikeli şeyi gibi görmek, arzularını ve isteklerini bastırmak ve yok saymak, sevdiğin adama dokunmadan, öpmeden, kendini vermeden yaşamak evlenilecek kadın sınıfına sokuyorsa kadını, ben eğlenilecek bir kadınım.
Çünkü ben, aşkı dibine kadar yaşamadan, sevdiğim adama dokunmadan, öpmeden, kendimi vermeden yaşamanın anlamsız olduğuna inananlardanım.
Çünkü ben, bedenimi seviyorum ve sevişmenin dünyanın en doğal eylemi olduğunun farkındayım.
Çünkü ben, kadın olmaktan utanmıyorum ve kadınlığımı dibine kadar yaşamaktan yanayım.
Bunu böyle kabul etmeyip kendilerinin sınıflandırılmasına razı olan kadınlar, her türlü erkek hegamonyasına ve aldatılmaya baştan razı oluyorlar. Sonradan hiç ağlayıp üzülmesinler!
Veya ellerini masaya vurup 'O eğlenilecek bir kadındı sadece' diyen adama gereken cevabı verip, hak ettiği tavrı ortaya koysunlar.
Çünkü kadın olmak zor bu ülkede.
Buna bir de biz yardımcı olmayalım boş yere...

 

'Kaçış', 'Görevimiz Tehlike' ile yarışır
Taylor Lautner, 'Alacakaranlık' serisindeki kurt adam ve fedakar aşık tiplemesiyle dikkatleri üzerine çekmişti.
Vizyona giren ve ilk kez başrolünü üstlendiği 'Kaçış' adlı filmi fragmanları izledikten sonra görmeye karar verdim. Başından sonuna kadar aksiyon dolu, hızlı bir film.
Bilindik veya tahmin edilebilir bir hikaye olmasına rağmen, aksiyon sahneleri o kadar iyi ki bir an bile sıkılmıyorsunuz.
'Mission Impossible' serisiyle rekabet edebilecek kadar yüklenilmiş aksiyona.
Taylor Lautner, çok genç bir oyuncu ama şimdiden aksiyon filmlerinin aranılan yıldızları arasına girer gibi görünüyor bu filmle.
Ben sevdim, siz de beğenebilirsiniz.

Bu hafta öğrendiklerim
1 Fıtık denilen şeyin hiç de öyle önemsiz bir şey olmadığını, insanı yemeden içmeden kesip, geceler boyu uykusuz bıraktığını, ağrıdan bayılacak duruma getirdiğini...
2 Bu hastalık yüzünden artık uzun saatler boyunca bilgisayar karşısında oturamayacağımı, saatlerce kitap okuyamayacağımı, koşu bandında koşup, ağır spor yapamayacağımı, çok soğukta bulunamayacağımı...
3 Bu ülkede medyanın iddialara gazete sayfalarında çarşaf çarşaf yer verdiğini ama konuşma ve savunma sırası içeri atılana gelince, tek kelime etmediklerini...
4 Artık ne istediğimi, nelere tahammül gösterip, nelere gösteremeyeceğimi, neleri kabul edip neleri etmeyeceğimi, hak ettiğim şeyleri almak için uğraşacağımı ama alamıyorsam da daha azına razı olmayacağımı...
5 Bazen üzülmek pahasına da kararlar alabileceğimi...

Hafta sonu planlarım
1
Johnny Depp'in yeni filmi 'Tutku Günlükleri' izlenecek.
2 Uzun bir rahatlama seansı organize edilecek. Sauna, ardından buhar ve hemen ardından da iyi bir masajla haftanın tüm stresinden uzaklaşılmaya çalışılacak.
3 Pazar günü için şehre yakın yerlere kısa geziler düzenlenecek. Uzun orman yürüyüşleri sırasında şehrin toz dumanından uzak, oksijen alınacak.
4 Yeni tiyatro oyunları incelecek ve birkaç hafta sürecek bir tiyatro maratonu başlatılacak.

HAFTANIN SÖZÜ :
' Karanlığı lanetlemektense bir mum yakın...'  Konfüçyus

Başak Sayan Contact

This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Başak Sayan Social

Manager

MÜGE ULUSOY

Phone:+90 0533 747 62 50
E-Mail: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
Web : www.mugeulusoy.com.tr